Günümüzde sosyal medya platformları dahi birer iletişim aracına dönüşmüşken böylesine devasa platformların beraberinde getirdiği olumsuzluklar da gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu olumsuzluklardan bir tanesi siber zorbalık olarak karşımıza çıkıyor. Siber zorbalık, dijital ortamda bir kişinin başka bir kişiyi rahatsız etmesidir. Zorbalığın, baskının, biri üzerine egemenlik kurmanın dijital versiyonu olan siber zorbalık; elektronik ortamda çeşitli araçlar kullanılarak, farklı amaçlar doğrultusunda gerçekleştirilen bir çeşit baskı unsurudur.
Özellikle son dönemde varlığı iyiden iyiye hissedilen siber zorbalıkla ilgili yapılan son araştırmalar oldukça çarpıcı sonuçları ortaya koydu. BTK ve Samsung iş birliğiyle 2017 yılında yapılan araştırma; internet kullanıcılarının %20’sinin en az bir kez siber zorbalığa maruz kaldığını gösterdi. Durum böylesine ciddi bir boyuta ulaşmışken başta ebeveynler olmak üzere her internet kullanıcısının siber zorbalık hakkında yüksek düzeyde bilince sahip olması gerekiyor.
Siber zorbalık hakkında yapılan çalışmalar mağdurlara yönelik olmanın yanı sıra bu dijital baskıyı uygulayanların da hatırı sayılır ölçüde yüksek olduğunu gösteriyor. Oxford Üniversitesi bünyesinde, içerisine Türkiye’yi de alarak hazırlanan bir rapor, Türkiye’de siber zorbalık uygulayan internet ve sosyal medya kullanıcılarının oranına dikkat çekti.
Söz konusu araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye’de sosyal medya ve internet kullanan kişilerin %20’sinin en az bir kez siber zorbalık yaptığı saptandı. Peki, siber zorbalığı uygulayan ve bu zorbalığa maruz kalanlar üzerine yapılan bu araştırmalar neyi ifade ediyor? Söz konusu verilerden ve istatistiklerden neler çıkarmalıyız? Nasıl önlem almalı ve siber zorbalıkla nasıl mücadele etmeliyiz?
Siber zorbalık, dijital teknoloji gereçleri kullanılarak gerçekleştirilen bir baskıdır. Siber zorbalığın temelleri, gelişen teknolojiye ve sosyal medya platformlarına dayanır. Milyonlarca kullanıcının erişim sağladığı sosyal medya mecraları, siber zorbalığın beslendiği, büyüdüğü ve ortaya çıktığı ana yaşam alanlarıdır.
Siber zorbalığın hedefi, doğrudan bir internet kullanıcısı, şahıs ya da bir grup olabilir. Bununla birlikte siber zorbalığın en tehlikeli hâli ise çocuklara yönelik yapılan baskılardır. Bu tarz baskılar, çocukların gelişiminde önemli düzeyde olumsuzluk yaratabildiği gibi psikolojik ve mental sorunların ortaya çıkmasına da neden olabilir.
Bu doğrultuda başta ebeveynler olmak üzere tüm internet kullanıcılarının siber zorbalıkla mücadele kapsamında yüksek düzeyde bilince sahip olması hayati önem taşır. Siber zorbalığın önlenmesi ve çocukların bu baskı ortamından uzak tutulması adına doğru yaklaşımlar benimsenmelidir. Gerekli önlemler alınarak özellikle dijital güvenliğe önem verilmelidir.
Türkiye’de siber zorbalık istatistikleri, yapılan farklı araştırmalarla son derece dikkat çeken sorunların ortaya çıktığını göstermiştir. Özellikle uluslararası alanda faaliyet gösteren bağımsız kuruluşlar, akademiler ve üniversiteler tarafından yapılan çalışmalar siber zorbalığın Türkiye’deki boyutlarını açık biçimde ortaya koymuştur.
Dünyanın hemen her noktasında dijital zorbalıktan izler görünüyor olmakla birlikte Türkiye’de siber zorbalık istatistikleri sonucunda elde edilen, dikkat çekici veriler şu şekildedir:
Oxford Üniversitesi tarafından Türkiye’den 3200 internet kullanıcısı baz alınarak oluşturulan bu çalışma, siber zorbalıktan korunma yolları hakkında da önemli veriler sunuyor.
Siber zorbalıktan korunabilmek için internet kullanıcılarının bilmesi gereken en önemli konu, siber zorbalığın nasıl ve hangi yöntemlerle gerçekleştirildiğidir. Bazı durumlarda oldukça komplike, bazense son derece basit biçimde gerçekleştirilebilen siber zorbalık, çoğunlukla sosyal medya platformları üzerinden ortaya çıkıyor.
Siber zorbalığın ortaya çıktığı dijital kanallar arasında en yaygın olanlarını genel hatlarıyla şu şekilde sıralamamız mümkündür:
Tüm bu sosyal mecraların ortak yönü, siber zorbalığın ortaya çıkabilmesi için son derece uygun bir zemine sahip olmalarıdır. İnternet ve sosyal medya kullanımının çok düşük yaşlara ulaştığı günümüzde, çocuklar önemli düzeyde risk altındadır.
Siber zorbalık birçok farklı biçimde ortaya çıkabilir. Öyle ki bazı durumlarda siber zorbalıkla karşı karşıya kalındığını fark etmek bile zordur. Bu doğrultuda siber zorbalık çeşitleri hakkında bilgi sahibi olmak, ne tarz tehlikelerle karşı karşıya kalındığını anlama açısından önemli düzeyde veri sağlamaktadır.
Siber zorbalık çeşitleri ve ortaya çıkma biçimleri genel olarak şu şekilde ifade edilebilir:
|
Siber Zorbalığın Türü |
Uygulama Biçimi |
|
Trolleme |
Birçok internet kullanıcısı tarafından fark edilmiyor olsa da son dönemin en yaygın siber zorbalık çeşidi trollemedir. Herkesin yakından aşina olduğu bu dijital zorbalık türü; kişiyi baskı altında bırakarak suçlama şeklindedir. |
|
Şantaj |
Özellikle çocukların çok sık karşılaştığı siber zorbalık çeşitlerinden olan şantaj, kişisel bilgilerin ve sırların kötü amaçlar doğrultusunda kullanılması esasına dayanır. Şantajla mücadele kapsamında çocuklara etkili bir bilinç aşılanmalıdır. |
|
Saygınlığa Saldırı – Suçlama |
En az çocuklar kadar yetişkinlerinde karşı karşıya kaldığı siber baskılardan biri olan saygınlığa saldırı, esasen kişinin sahip olduğu dijital kimliğe yöneliktir. Küçük düşürücü davranışlar, aşağılama ve kişilik haklarına saldırı şeklinde cereyan eder. |
|
Botlar |
Sosyal medya platformlarında son dönemde oldukça yaygın olarak kullanılan botlar, teknolojinin gelişmiş araçları üzerinden üretilir. Otomatik hareket eder ve bazı durumlarda doğrudan şahıs ya da grupları hedef alabilir. |
|
İfşa |
Dijital ortamın en büyük kanayan yaralarından biri olan ifşa, bazen ünlü isimlerin bile hedef olduğu siber zorbalıklardandır. Kullanıcıların sosyal medya hesaplarının kötü amaçlarla ele geçirilmesi suretiyle ortaya çıkan bu siber zorbalık, farklı niteliklere sahiptir. Kullanıcının özel fotoğraflarının, yazışmalarının, videolarının ya da kişisel bilgilerinin sosyal mecralarda servis edilmesi şeklinde gerçekleşir. |
Siber zorbalık örnekleri özellikle çocuklarda dijital zorbalığın ortaya çıkardığı belirtileri anlama konusunda son derece önemli veriler sunar. Çocuklar çoğu zaman dijital zorbalığın farkında değildir ve neyle karşılaştıkları konusunda bilinç sahibi olamazlar. Bu tarz durumlarda çocukların siber zorbalığa maruz kalıp kalmadığını gözlemlemek ebeveynlere düşer.
Bazı belirgin siber zorbalık örnekleri hakkında inceleme yapmak gerekirse ön plana çıkan dijital zorbalıkları şu şekilde sıralamamız olanaklıdır:
Tüm bunların dışında zararlı dijital virüsler aracılığıyla da siber zorbalık örnekleri ortaya çıkabilir. Bu tarz durumlarda ise Berqnet tarafından geliştirilen SASE gibi güvenli web ağ geçidi ve tehdit engelleme gibi yazılımların kullanılması, siber zorbalıklarla mücadelede önemli bir avantaj sağlayacaktır.
Siber zorbalık belirtileri, özellikle çocuklarda bazı durumlarda keskin olarak gözlemlenemeyebilir. Bununla birlikte çocukların dijital ortamdaki davranışlarını takip etmek, bazı belirtileri açık biçimde ifşa etmek için yeterlidir. Siber zorbalığın çocuklarda ve yetişkinlerde ortaya çıkan belirtileri şu şekildedir:
Çocuklarda siber zorbalık belirtileri arasında en ön plana çıkanlar bunlar olsa da özellikle mesaj ya da benzeri iletiler sonrası çocukların ani tepkiler vermesi, çocuğun siber zorbalığa uğradığının en açık göstergesidir. Bu tarz durumlarda öfke, sinir, panik gibi duygular daha açık biçimde gözlemlenebilir.
Siber zorbalıktan korunma yolları temel anlamıyla iki farklı biçimde kategorize edilebilir. Başta çocukların dijital zorbalığa uğramadan internet ortamında gezinti yapabilmesi adına ebeveynlerin teknik gereksinimleri karşılaması gerekir. Bu durum, siber zorbalıkla mücadelenin birinci ayağını oluşturmaktadır.
İkinci olarak ise ebeveynlerin siber zorbalıktan korunma yolları kapsamında çocukları bilinçlendirmesi ve siber zorbalığın ne olduğu konusunda gerekli desteği sağlaması gerekir. Doğru bir tanımlama çocuğun neyle karşı karşıya kaldığını anlaması konusunda en önemli faktördür. Burada örneklendirme yapmak, çocukların anlama yetisini güçlendirme konusunda önemli bir yer teşkil eder.
Dijital zorbalıkla mücadelede her şeyden önce teşhis önemlidir. Yapılan eylemin bir türden siber zorbalık olduğunun farkına varmak, hareket alanını genişleterek önlem alma konusunda bilinç oluşmasını sağlar. Özellikle çocuklara siber zorbalığın günlük yaşamdan örneklerle anlatılması gerekir.
Çocukların bilinçlenmesi kadar siber zorbalıkla mücadele yolları kapsamında ebeveyn bilinci de kritik bir önem taşır. Doğru, etkili ve verimli bir iletişim ortamı hazırlamak, çocuğun karşı karşıya kaldığı güçlükleri ifade etmesini sağlayacaktır.
Siber zorbalıkla mücadelede teknik detaylardan biri olan konum paylaşımı ve kişisel bilgilerin korunması hayati bir öneme sahiptir. Kişisel bilgilerin gizliliğinden emin olunmalı ve konum paylaşımı gibi özel hayatı ifşa edebilecek bilgilere erişimin güvenilir olmayan uygulamalarda yer verilmemesi gerekir.
Dijital zorbaların erişemeyeceği ve kişisel hesapların korunmasını sağlayan şifreler belirlemek, siber zorbalıkla mücadelede atılacak önemli bir adımdır. Güçlü şifreler yardımıyla çocukları zor durumda bırakabilecek hesap ele geçirme, şifre çalma gibi olumsuzlukların önüne geçilebilir.